Dünyanın En Hızlı Çocuğu Kaç Sayfa ?

Nazlim

Administrator
Admin
Global Mod
Dünyanın En Hızlı Çocuğu Kaç Sayfa?

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün size öyle bir soru getirdim ki, sorması bile biraz şüpheli: “Dünyanın en hızlı çocuğu kaç sayfa?” Evet, sayfa… Normalde bir çocuk hız ölçülürken kilometre/saat ya da “bakkala gidip gelme süresi” gibi birimlerle değerlendirilir ama ben bu işin boyutunu değiştiriyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki “Hızlı çocukla sayfa ne alaka?” İşte burada devreye erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ile kadınların empati ve ilişkisel zekâsı giriyor. Bir yanda hızını matematikle ölçmek isteyen babalar, diğer yanda “O çocuğun ayağına yazık, biraz dinlensin” diyen anneler…

---

Erkek Mantığı: Ölçelim, Biçelim, Sayalım

Bir baba düşünün. Adı Murat. Dünyanın en hızlı çocuğunu ölçmeye karar veriyor. Elinde kronometre, cebinde not defteri… “Hadi bakalım evlat, 0’dan 100 metreye kaç saniyede çıkacaksın?” diyor.

Çocuk koşuyor, Murat sayfa sayfa not tutuyor. Ama işte burada komik bir durum ortaya çıkıyor: Murat için “sayfa” aslında bir istatistik defteri. Onun gözünde hızlı çocuk, daha fazla sayfa veri demek.

Eşinin bakışı ise bambaşka…

---

Kadın Mantığı: Önce Dinlensin, Sonra Hızlı Olsun

Anne Ayşe, olaya tamamen farklı yaklaşıyor. Murat hız rekorunu ölçmek için çocuk koşsun isterken, Ayşe çocuğun terini siliyor:

— Aman evladım, bak kalbin hızlanmış, gel biraz su iç.

Murat: “Ayşe, testin ortasındayız!”

Ayşe: “Testin ortasında da olsak bu çocuk bir birey, bir can!”

İşte “sayfa” burada başka bir anlam kazanıyor: Ayşe’nin gözünde sayfa, çocuğun hikâyesinin her bir günü. O sayfalar, gülüşlerle, düşüşlerle, bazen dizdeki kabuklarla dolu.

---

Hızlı Çocuğun Romanı

Şimdi düşünün ki bu “Dünyanın en hızlı çocuğu”nun hayatı bir kitap olsa… Murat kitabın giriş bölümünde “Doğum verileri, ilk adım hızı, 3 yaşında park rekoru” gibi teknik bilgiler yazar. Sayfalar bol bol istatistik içerir.

Ayşe ise aynı kitabın sayfalarına “İlk kar topu savaşı, komşu teyzenin bahçesinden çiçek koparma anısı, doğum günü pastasının üzerindeki çikolata lekesi” gibi kalpten hikâyeler ekler.

Ve sizce hangi kitap daha çok okunur? İşte forumdaşlar, burada tartışma başlıyor…

---

Sayfa Saymak mı, Sayfayı Doldurmak mı?

Murat’ın hedefi net: “Bu çocuk kaç sayfa koşu verisi üretti?”

Ayşe’nin hedefi ise: “Bu çocuğun sayfaları nasıl doldu?”

Hızlı çocuğun rekoru belki Guinness’e girer, ama Ayşe’nin tuttuğu hatıra defteri sadece aile albümüne girer. İkisi de değerli, ama birbirinden çok farklı.

Ve burada erkeklerin çözüm odaklılığı ile kadınların ilişkisel yaklaşımı tam anlamıyla çarpışıyor. Erkek mantığı: “Hedefe ulaşalım.” Kadın mantığı: “Yolda ne yaşadık, onu unutmayalım.”

---

Forum Testi: Sizin Yaklaşımınız Hangisi?

Hadi gelin dürüst olalım.

- Çocuğunuz hızlı koşuyorsa ilk işiniz kronometreye mi bakmak olur, yoksa “Aferin sana!” diyerek sarılmak mı?

- Bir yarışta çocuk yarı yolda düşerse “Hadi kalk, devam et!” mi dersiniz, yoksa “Biraz dinlen, canın acıyor olmalı” mı?

Murat tipi yaklaşım: “Sayfa sayfa hız verisi çıkaralım.”

Ayşe tipi yaklaşım: “Sayfa sayfa güzel anılar biriktirelim.”

---

Asıl Mizah Burada

Dünyanın en hızlı çocuğunun kaç sayfa olduğunu hesaplamaya çalışmak aslında absürt bir fikir. Çünkü hızın sayfa ile ölçülmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Ama işte, hayat da böyle değil mi? Bazen ölçülmeyecek şeyleri ölçmeye çalışıyoruz.

Bir erkek için “kaç sayfa” bir veri seti olabilir, bir kadın içinse o sayfa bir günlüğün en güzel satırı. Ve çocuk? O sadece koşuyor, çünkü koşmak onun en sevdiği şey.

---

Siz Ne Diyorsunuz Forumdaşlar?

Benim teorim şu: Dünyanın en hızlı çocuğu kaç sayfa sorusunun cevabı, sizin hayata bakış açınızda saklı. Kimine göre 200 sayfa istatistik, kimine göre 5 sayfa dolusu kahkaha.

Peki sizin cevabınız ne?

- Kaç sayfa olurdu sizce?

- Ve o sayfalar nelerle dolardı?

Hadi bakalım, klavyeler ısınsın, merakla bekliyorum. 😄